8 Ocak 2010 Cuma

Kırılan Hatıralar


Bir sözünle tüm hatıraları kırdın, bir anda yırtıp yaktın çocukluğumuzun masum fotoğraflarını. En çok sen anlardın beni bilirdin hassas kalbimi.
Marmara depreminde yıkılan evimizin enkazında kaldı tüm anılar. Şükür ki benim anılarım kaldı, kırk beş bin insanın kıyameti koptu bir anda. Hatırlıyor musun annemin masallarını uzun kış gecelerinde sobanın başında çamaşırlarımızı yıkarken, masallar anlatırdı, uyuyup kalırdık sırtında taşırdı bizi yatağımıza.

Kendimizce kurduğumuz oyunlarımız vardı. Gün kararana dek, Kestane ağacının gölgesinde evcilik oynardık. Kestane ağacının yapraklarından paralar yapar savaş çıkarır cepheye giderdin yıllar sonra dönerdin oyun bu ya. Biz büyüdük oyunlarımız da sona erdi sen gittin uzaklara... Hasretim sana hiç bitmezdi çok uzakta mıydın ki gelemezdim yanına, sen geldiğinde bayram havası eserdi evimizde sen anlatır ben dinlerdim.

Okulunu, derslerini, arkadaşlarını gıpta ederek dinler, seninle gurur duyardım. Kuran'ın ilk ayeti oku olduğunu bilirdi rahmetli dedem, fakat sadece bu ayet erkek nesline indi sanırdı sadece erkek çocuklarının okutulmasından yanaydı. Anlatamadım ben derdimi ev halkına, bir sen beni çok iyi anlardın ama yoktun yanımda. Kaçış kurtuluş yolu aradım çocukça kendime ve bir çıkmazın içinde kaybolmuşum bunu da yaşadıkça anladım.

Sonra susmayı tercih ettim. Oyunlar bitmiş hayaller sona ermişti. Bebeğini emzirirken bebek ağlıyor diye odadan kovulan küçük anneyi anlatmadım sana. Hasta yatağında sabaha kadar nefes alamayan inim inim inlerken ölümüne terk edilen kadını da bilmiyorsun, hastaneye tek başına giderken yolda yığılıp kalan yabancıların yardımına muhtaç kalan kadından da hiç haberin yok. Sen hassastın, çok üzülürdün, üzmeye kıyamazdım seni.

Belki anlatsam ahkam keserdi herkes dön gel geri derlerdi fazla çocuğumuz mu var biz sana bakarız derlerdi, fakat giderken daha çok erken yavrum gitme kimse demedi.

Nereye sığabilirsin ki çocuklarla, canın bile el olmuşken sana. O güzel evimiz de yoktu artık hangi masallar avutabilirdi kırılan kalbimi. Annem bizim üzerimize çok hayaller kurmuştu. Ben de çok hayaller kuruyorum çocuklarımın üzerine, kimse üzerine hayal kurulmuyormuş anladım. Herkes kendi yolunu çiziyor yaşanacak ne varsa yaşatıyor hayat.

Ben yoluma koyulan engelleri aşamadım, çaresizdim, sustum fırtınalar yüreğimde koptu. Sustum ama hayata insanlara gülümsemeyi unutmadım. Hatalarımızla günahlarımızla insanız dedim. Yanımda olmasan da uzaktan güç olmuştu varlığın en yakın can sendin bana.

Ne olduysa o gün sohbet ederken bir sözün nasıl yaraladı yüreğimi. Anladım ki fikirlerimiz ayrıymış, meğer bunca yıl yüreğinde saklamışsın son sözünü. Beni en çok tanıyanı en çok anlayanı sen sanmıştım...

Düşünmeden insafsızca yargıladın, "sen değiştin, imanın zayıflamış, saçın açık çevrene uydun" dedin.

Bana fikrimi sormadın saygı da duymadın. Sadece kendi fikirlerini savundun...

Ahlakına, merhametine ne zamandan beri bakılmıyor insanın. Bir metre bez parçasıyla mı örtülüyor sadece günahlar. Allahtan başka kim bilir kimin yüreğini. Uyuz köpek yavrusunu görünce ağlıyorsa gözlerin, parçalanıyorsa yüreğin, tanımasan da her çocuğun başını okşuyorsa ellerin, bir dilim ekmeğini paylaşıyorsan, iki elin kanda da olsa dostuna koşuyorsan sana verilen sırrı mezara kendinle taşıyorsan, toplumun acısını yüreğinde hissedip duyarlı davranışta bulunuyorsan, yalandan ölümüne korkup kaçıyorsan bu mudur çevreye uymak, bu mudur değişmek? Fakat ben değişmedim, sadece geliştim.

Et tırnaktan ayrılmaz fakat beni anlayan yüreğin yok bana bakan gözlerine perde mi çektin? Canımdın, biliyordun ama sözlerinle canımı yaktın. İmanı bütün kardeşim, kalp kırmanın da günah olduğunu sen de unuttun. Kırmaktansa kırılmayı yeğlerim. Kul hakkıyla gitmekte var öbür dünyaya, düşünmeden bari sen konuşma... Gülümse, tekrar hatıralarımızdaki güneşe takıp mendilimizi çabucak kurutalım.

Ezgi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.