''Düşünebilen herkesin insan olması; insan olan herkesin düşünebildiği manasına gelmiyor ne yazık ki.'' Sigmund Freud amcam böyle demiş, amcam dediğime de güldüğünü biliyorum. Çünkü onlarla aynı soydanız çünkü bizler nesli tükenmiş insanlarız.
Onlar hayatı nasıl bir hayat yapabiliriz diye düşünmüşler, düşünmüşler de neyi değiştirebilmişler orası ayrı bir mevzubahis...
Bir zamanlar sen vardın hayatımda seni düşünüyordum insandım insanlığımı kaybetmeden önce. Seninle Düşler ülkesinde düşlerimizi yazardık sen düş olurdun ben ise daima seni düşleyen insan...
Sonra düşünürdüm ya bir gün yazma yeteneğim kaybolursa, ya kalemin ucu kırılırsa ya sen gidersen, düşlerimden sana nasıl yazardım seni gergefteki kanaviçe kumaşına nasıl da ince ince işlerdim, korkardım bir çocuk misali, ağlardım. Bir g/özümden sen öteki g/özümden ise düşlerim düşerdi sessizce...
Gideceğim yaşadığım düşlerinden düşüncelerinden dedin ve gittin. Gittiğin zaman anladım ki; İnsanın yazma yeteneği kayıp olmuyormuş. Sadece kalemin ucu değil kalem kırılıyormuş, kanaviçeye işlediğim hayaller yok oluyormuş, ağlayan çocuk büyüyüp insan oluyormuş... Düşünemeyen.
13 Haziran 2011
Efsane Etrafoğulları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.