3 Temmuz 2012 Salı

Güldürür de Öldürür de


Oldum olası erkekler kendilerini güçlü zanneder oysa bu durum buzdağının görünen kısmıdır. Bir de buzdağının görünmeyen arka yüzü var ki acı gerçeği suratınıza tokat gibi indirir.

Kendi hayatında başrol oynayan erkek, bir kadın tarafından her an başrolden düşürülüp figüran kategorisine sokulmaya namzettir.

Geçmişten günümüze bu gerçek hiç değişmemiştir. Erkeğin belki kaba gücü var ama kadının da buna karşı birçok silahı var. Atalarımızın dediği gibi; ‘Kadın vardır, çerden çöpten aş eder. Kadın vardır, pişmiş aşı taş eder.’

Mesela;

Kadın vardır; Cana can katar.
Kadın vardır; Canına ot tıkar.

Kadın vardır; Tenekeyi taç eder.
Kadın vardır; Tacı bile sac eder.

Kadın vardır; Cilvesiyle güldürür.
Kadın vardır; Nazlarıyla öldürür.

Kadın vardır; Varlığıyla bayıltır.
Kadın vardır; Yokluğuyla ayıltır.

Kadın vardır; Endamı bile yeter.
Kadın vardır; Cadıdan da beter.

Kadın vardır; Erkeğinin baş tacı.
Kadın vardır; Biberden de acı.

Kadın vardır; Kendisini övdürür.
Kadın vardır; Sülalesine sövdürür.

Kadın vardır; Güzü bile yaz eder.
Kadın vardır; İnsanı canından eder.

Kadın vardır; Dağı taşı düz eder.
Kadın vardır; Pişmiş aşı buz eder.

Kadın vardır; Edebiyle ar eder.
Kadın vardır; Yolcuyu yoldan eder.

Kadın vardır; Ölüyü bile diriltir.
Kadın vardır; Keskin kılıcı köreltir.

Kadın vardır; Kokusuyla cezbeder.
Kadın vardır; Burun direğini felç eder.

Kadın vardır; Her haliyle kendisini sevdirir.
Kadın vardır; Emdiğin sütü burnundan getirir.


03 Temmuz 2012

Muzaffer Aytekin
Mirhani

3 yorum:

  1. Gerçeği bilmeyen sadece aptaldır. Fakat gerçeği bilen ve ona yalan diyen, suçludur, canidir.

    Bertolt Brecht

    YanıtlaSil
  2. Hayatınız seçtiğiniz kadındır.
    Bir kadın değil,
    bir hayat seçersiniz çünkü.

    Ahmet Altan

    YanıtlaSil
  3. ‎"Kadınları mutlu etmek zor değildir aslında, yeter ki samimi olun onlara.
    Çiçek almayı unuttum değil; param yoktu deyin mesela.
    Patron mesaiye bıraktı değil, arkadaşlarla çıkacağız deyin onlara.
    Arkadaşlarınızla çıkmanıza kızıp, dudak düşürü
    yorlarsa da; sizle daha çok vakit geçirmek içindir o tafralar da.
    ...Yoksa turşunuzu kurmayacaklar;emin olun hiç bir zaman asla.
    Aldığınız çiçekler değildir onları mutlu eden, duygularınızı somutlaştırıp kalbinizi ellerine bırakıvermenizdir; yüzlerindeki çocukça tebessümü ettiren.
    Ve kalbinizin çiçeklere dönüşmüş halidir onları güldüren.
    Bu yüzden vazgeçemez kadınlar çiçeklerden, o çiçekleri kalbinize benzettiklerinden.
    Yoksa çiçek çokta önemli değildir, zira ben hiç görmedim kadınlardan çiçek yiyen.
    Sahiplenilmeyi sever kadınlar; “kendi ayakları üstünde durma felsefeleri” güçlü görünme kaygısından.
    Hesap sorar gibi değil, tebessümle “nerdeydin” dediğiniz zaman; size tüm günü anlatıverirler o an.
    Ama sıkıldığınızı belli etmeyin; otobüste bi kaç durak ayakta gittikten sonra, biraz oturup tekrar yaşlı teyzeye yer vermek zorunda kaldığını da anlattığı zaman.
    Dinlenilmeyi sever kadınlar; düşüncelerine değer verildiğinde eşsiz bir huzura kavuşurlar.
    Düşüncelerine değer verdiğiniz an, yine karlı çıkan siz olursunuz o zaman, sizi yere göğe sığdıramazlar; o kadar büyürtürler ki taşırırlar sizi odalardan sokaktan.
    Çocuktur aslında bütün kadınlar; bu yüzdendir nazlanmalar; elinde değildir ki; hala içindedir elinde pamuk şekeri saçında kurdelayla koşturan küçük kızlar.
    Ve annedir bütün kadınlar; bu yüzden her zaman sizden bir adım ötede yaşarlar; çünkü geleceğinizi onlar kurarlar."

    YanıtlaSil

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.