Olay: Malatya’nın Doğanşehir İlçesi’nde ramazan davulu yüzünden çıkan tartışma, tehlikeli bir gerginliğe dönüştü.Kara bir güne uyandım. Manşetlerde ramazan davulu yüzünden başlayan bir kavganın nasıl linç girişimine dönüştüğünü okuduğumda beynimden vurulmuşa döndüm. Bu çirkin davranışa imza atanların Müslüman ve oruç tutan insanlar olduğunu düşünmek bile istemiyorum. Ben ne kadar yakıştıramasam da bu ve benzeri olaylar, kara bir leke olarak tarihimizde yerini alacaktır.
Şimdi soruyorum sizlere; Ramazan ayında herhangi bir sebeple biri ile kavga etmek, inandığımız kitabımızın neresinde yazıyor? Ben o sayfayı herhalde kaçırmışım, haberim yok.
Oruç tutan insandan beklenen, tuttuğu orucun ruhuna uygun şekilde yaşaması ve hissettiği dinginliği çevresindekilere yansıtmasıdır. Elinden ve dilinden emin, güvenilir olmasıdır. Dinimiz hoşgörü dini iken nedir bu tahammülsüzlük? Bu olay Mübarek Ramazan ayına ve ruhuna gölge düşürüyor. Ülkemde kendi gibi inanmayanlara hakareti ve her türlü zorbalığı hak gören insanların varlığından derin üzüntü ve utanç duyuyorum.
Elbette bu suçu şu an bu eylemi gerçekleştirenlere yıkmak haksızlık olur. Çünkü ortada bir yanlışlık varsa bunun sebebi o kişileri yetiştirenlerin eksikleridir.
Bu da diğer inançları (Alevi) tanımamalarından veya tanımak istememelerinden kaynaklanıyor. Yüzyıllardır birlikte yaşadığımız, birlikte ağlayıp, birlikte güldüğümüz bu inanca mensup insanlara yapılan reva mıdır, hak mıdır, nedir bu öfke, bu kin?
Oysa kimse yargı mercii olamaz, inançlar tahakküm altına alınamaz. İnsanın kendi Yaratıcısını bulma yoluna taş konulamaz. Herkes sizin gittiğiniz yoldan gidecek diye de hiçbir yerde yazmaz. Bunlar ışığında at gözlüklerimizi çıkarıp atmalıyız ki gerçek aydınlığa kavuşalım. Başkasının nasıl inandığı konusunu bizim dile getirmemiz, Yaradan’dan ötürü yaratılanı sevme düsturunu hiçe saymaktır.
Cehaletin en büyük düşmanımız olduğu apaçık ortadadır. Bu yanlışlar silsilesini kırmanın yolu ise her şeyden önce birbirimize ve tüm inançlara saygı duymayı öğrenmektir. Daha sonra eğitime fazla zaman ayırmak ve insanı önemsemektir. Düşünür müsünüz, bugün olayları çıkaranların çocukları ileride neler yapmaz ki. Bir yerden başlamak gerekiyorsa bugün başlamalıyız. En yakınındakilerden akli melekeleri yerinde, vicdanı ile yaşayan birilerinin çıkıp; “siz ne yaptığınızın farkında mısınız, kendinize gelin, edep elbisesini giyinin, dilde değil yürekte Müslüman olun” deme vakti gelmiştir.
Olaydan büyük üzüntü duyduğumu dile getirerek bir daha böyle olayların yaşanmamasını, Mübarek günlerde ve her zaman “mübarek olan insan kalbi”’nin kırılmamasını diliyorum.
29 Temmuz 2012
Paraf
Oysa kimse yargı mercii olamaz, inançlar tahakküm altına alınamaz. İnsanın kendi Yaratıcısını bulma yoluna taş konulamaz. Herkes sizin gittiğiniz yoldan gidecek diye de hiçbir yerde yazmaz. Bunlar ışığında at gözlüklerimizi çıkarıp atmalıyız ki gerçek aydınlığa kavuşalım. Başkasının nasıl inandığı konusunu bizim dile getirmemiz, Yaradan’dan ötürü yaratılanı sevme düsturunu hiçe saymaktır.
Cehaletin en büyük düşmanımız olduğu apaçık ortadadır. Bu yanlışlar silsilesini kırmanın yolu ise her şeyden önce birbirimize ve tüm inançlara saygı duymayı öğrenmektir. Daha sonra eğitime fazla zaman ayırmak ve insanı önemsemektir. Düşünür müsünüz, bugün olayları çıkaranların çocukları ileride neler yapmaz ki. Bir yerden başlamak gerekiyorsa bugün başlamalıyız. En yakınındakilerden akli melekeleri yerinde, vicdanı ile yaşayan birilerinin çıkıp; “siz ne yaptığınızın farkında mısınız, kendinize gelin, edep elbisesini giyinin, dilde değil yürekte Müslüman olun” deme vakti gelmiştir.
Olaydan büyük üzüntü duyduğumu dile getirerek bir daha böyle olayların yaşanmamasını, Mübarek günlerde ve her zaman “mübarek olan insan kalbi”’nin kırılmamasını diliyorum.
29 Temmuz 2012
Paraf
Yüreğinize sağlık paraf hanım. Aklın yolu birdir. Sevgi ve muhabbetle...
YanıtlaSilİNSANCA BAKMAK
YanıtlaSilVietnam'da "Zaiyat" vermek istemeyen bir Amerikan generali, "temizlik" harekâtında alması gereken bir köyü taş taş üstünde kalmayana kadar bombalatır.
Özel birlikler köyü sarar ve tek tek evleri arayıp "temiz" raporunu verip, "alındı" listesine bir yenisini ekleyip tam köyden ayrılırken, arkalarından tek bir el ateş edilir. Yine inanılmaz bir bombardıman başlar. Mantar gibi yükselen alev topları, makinalıların sinir bozucu sesi ve arkasından korkunç bir ölüm sessizliği.
Yine özel timler her bir deliği ararlar ve döküntülerin arasında bir deri bir kemik Vietnamlı bir çocuğu elinde bir tüfekle bulurlar. Çocuğu doğrudan generalin önüne getirirler. General çocuğu görünce çok etkilenir.
Generalin sağ gözü takmadır. Üstelik de hayli belirgin bir protez.
Çocuğa dönüp:
- Bak sana bir şans vereceğim. Hangi gözümün gerçek olduğunu bil, seni kurşuna dizilmekten kurtarayım. Çocuk bir an generalin yüzüne bakar ve;
- Sağ gözün gerçek
General şaşırır;
- Nasıl olur, sağ gözüm takma, niye böyle dedin ki?
Çocuk;
- Çünkü o gözün, daha insanca bakıyor.
Çözüm bu.
YanıtlaSilŞefkat İçeri, Şiddet Dışarı
Richan İlhan'ın insanlığı kurtaracak formülü
Avrupa’da ve dünyanın çeşitli ülkelerinde “Riccon” adıyla tanınan İlhan Doğan’a göre çağımız insanı “şiddet” tehdidi altında. Buna en gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar da dâhil. Çare ise şefkat.
Evde, okulda, çarşı-pazarda, iş yerinde, sokakta, parkta hemen her yerde şiddet tehdidi altındayız. Hatta tek başımıza kaldığımızda da şiddet tehdidinden kurtulamıyoruz.
DÜNYAYI ŞEFKAT KURTARACAK!
Geliştirdiği “Mizah ile Beden Dili İletişimi” tekniğini Hilton, Movenpick, Toyota, Audi, Pfizer, Siemens, BBC, Heineken gibi 1000’i aşkın firmaya eğitim olarak sunan, George Clooney ve Spice Girls gibi aktör ve sahne sanatçılarına eğitimler veren, aynı konuda Avrupa’nın çeşitli televizyon kanallarında program hazırlayan Riccon Doğan’a göre şiddet neredeyse iliklerimize kadar işlemiş durumda. Öyle ki, adım atış şeklimizde, gülüşümüzde, bakışımızda, el hareketlerimizde dahi farkında olmadan şiddetin farklı yansımalarını sergileyebiliyoruz. Yine farkına varmadan anlık şiddet patlamalarına maruz kalıyor veya bırakabiliyoruz.
Riccon Doğan’ın en sinsi ve en yaygın tehlike olarak nitelediği şiddet tehdidine karşı sunduğu çözüm de çoğumuzu şaşkına çevirecek türden: ŞEFKAT!
Bu ilk şaşkınlığımızın sebebi belki bu kavramı basit ve sıradan görüşümüzden olabilir. Ancak Riccon hiç öyle düşünmüyor. Son zamanlarda gerçekleştirdiğiniz aktivitelerin başında şiddet ve şefkat konusunu ele alıyor. “Şefkatin olduğu yerde şiddet olmaz” ana teması altında insanları şiddete karşı duyarlı olmaya çağırıyor. Bu çağrısını başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Afrika’nın değişik ülkelerinde de gerçekleştirmiş. Nesil Yayınları arasında yayımlanan “Şefkat İçeri, Şiddet Dışarı” isimli kitabıyla da deneyim ve birikimlerini bir araya getirmiş.
Riccon’a göre her yönüyle tüketime endeksli çağdaş yaşamın bizzat kendisi aile ortamını şiddete elverişli hale getiriyor. Çünkü çağımız toplumunda anne-babaların çocuklarını şefkatten mahrum bırakıyorlar. Hayatı kendilerinden öğrenmemiz gereken anne-babalar çocuklarına neredeyse günde beş dakika bile ayıramıyorlar. Ayırdıklarında ise çocuklarının kişisel gelişiminden ziyade onları süsleyerek dış dünyaya beğendirmeğe çalışıyorlar. Dışı mamur, içi harabe olarak bırakılan bu çocuklar kişiliklerini ve benliklerini bulabilmek için çok ağır sınavlardan ve ağır sıkıntılarla yüz yüze kalıyor. Kısacası şefkatin boşluğunu da elbette şiddet dolduruyor.
Riccom Doğan, 'Biz buradayız demek için okuyun.' diyor.
Yazara göre, bu kitabı okuduğunuzda “Biz buradayız” diyebileceksiniz. Bir başkasının gözüne ve gönlüne bir ışık yakabileceksiniz. Bir başka mumun ateşlenmesine cesaret verebileceksiniz ve bu aslında tüm insanlığın görevi. Tüm insanlığın sorumluluğu.
Neden mi? Şefkat yardımlaşmaktır, elini taşın altına koymaktır. Şefkat yapmaktır, yapıcı olmaktır. Taşın üzerine taş koyabilmektir. Şefkat bağışlamaktır, paylaşmaktır. Şefkat bilmektir, bilgilendirmektir, eğitmektir. Şefkat yaraları sarmak, onarmaktır. Şefkat bir karıncaya dahi zarar veremeyiştir. Şefkat şiddeti şefkatlice yok etmektir. İşte bu yüzden, Şefkatin olduğu yerde şiddet, Şiddetin olduğu yerde şefkat asla olmaz.
İşte evrensel formül: Şefkat İçeri, Şiddet Dışarı!
Richan İlhan
Yenilmesi gereken ilk düşmanlar;
YanıtlaSilÖfke ve umutsuzluktur.
Collete