12 Kasım 2012 Pazartesi

Leylekler

Sosyal bir ağda gezinti (sörf) yaparken ilgimi çeken leylek resimleri yüzünden küçük bir araştırma yapmaya karar verdim. Yaptığım bu araştırmayı sizlerle paylaşmak benim için çok keyifli.

Leylek (Ciconia ciconia), leylekgiller (Ciconiidae) familyasından büyük ve uzun bacaklı bir kuş türüdür.
Leylekler siyah kanatları dışında tamamen beyazdırlar. Gagaları ve bacakları erişkinlerde kırmızı yavrularda ise siyahtır. Büyük bir kuş olup 100–115 cm uzunluğunda, 155–215 cm kanat açıklığında, 2,3 ila 4,5 kg ağırlığındadır. Boyları biraz farklı olan iki alt tür de Avrupa'da (kuzeyde Finlandiya'ya kadar), kuzeybatı Afrika ve güneybatı Asya'da (doğuda Kazakistan'ın güneyine kadar) ürerler. Göçmendirler, Kışı çoğunlukla tropikal Sahraaltı Afrika'dan Güney Afrika'nın güneyine ve hatta Hindistan alt kıtasının güneyine kadar olan bölgelerde geçirirler. Avrupa'dan Afrika'ya göç ederken Akdeniz üzerinden geçmez, doğuda Levant üzerinden, batıda da Cebelitarık Boğazı'ndan geçerler. Bunun nedeni uçmak için gereksinim duydukları hava termallerinin deniz üzerinde oluşmamasındandır. Bütün leylekler gibi boynu sonuna kadar gerilmiş şekilde uçarlar.

Beslenmeleri:
Etçil olan leylek böcekler, balık, amfibiler, sürüngenler, küçük memeliler ve küçük kuşlar gibi çok geniş bir yelpazede beslenirler. Besinlerinin çoğunu yerden, kısa bitki örtüsü içinden ve sığ sulardan toplarlar. Tek eşli olarak ürerler ancak yaşam boyunca sürecek bir çift bağı kurmazlar. Hem erkek hem dişi birkaç yıl kullanılabilecekleri çubuklardan oluşan büyükçe bir yuva yaparlar. Dişi leylek her yıl bir kereliğine olmak üzere dört yumurta yumurtlar ve yavrular aynı anda olmamak üzere 33-34 gün sonra yumurtadan çıkarlar. Çifti oluşturan kuşlar hem kuluçkaya yatmada hemde yavruları beslemede birlikte çalışırlar. Yavrular yumurtadan çıktıktan 58-64 gün sonra yuvadan ayrılır ve 7 ila 20 gün daha ebeveynleri tarafından beslenirler.
Leylek, Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından asgari endişe altındaki türler arasında sınıflandırılmıştır.Orta Çağ boyunca ormanların azalması leyleklerin yararına olmuştur ancak tarım pratiklerinin değişmesi ve sanayileşme 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında Avrupa'nın bazı bölgelerinde popülasyonlarının azalmasına ve hatta yok olmasına neden olmuştur. Avrupa çapında koruma programlarının sonucunda leyleklerin tekrar Hollanda, Belçika, İsviçre ve İsveç'te üremeleri sağlanmıştır. Doğal düşmanlarının sayısı azdır ancak çeşitli parazitleri taşıyabilir. Çok dikkat çekici bir tür olan leylek tarih boyunca bulundukları bölgelerde çeşitli söylencelere konu olmuşlardır. Bunların en bilindiği bebeklerin leylekler tarafından getirildiği söylencesidir.
Fiziksel özellikleri:

Leylek oldukça iri bir kuştur. Boyu 110 ila 115 cm arasındadır. Ayakta dururken yerden yüksekliği ise 100 ila 125 cm arasındadır. Kanat genişliği 155 ila 215 cm arasında, ağırlığı da 2,3 ila 4,5 kg arasındadır. Erkekler dişilerden biraz daha büyüktür bunun dışında görünüşleri birbirine benzer. Tüyleri asıl olarak beyaz renklidir ancak kanatların üst tüyleri ve uçuş tüyleri siyah renklidir. Bu siyah renkli tüylerin kaynağı bulundurdukları melanindir. Uzun olan göğüs tüylerinin bazı kur davranışlarında kabardıkları gözlemlenir. İrisler donuk kahverengi ya da gridir ve göz çevresindeki deri siyahtır. Erişkinlerin gagaları ve bacakları parlak kırmızı renklidir. Bu kırmızı rengin nedeni besinlerinde bulunan karotenoiddir.

Diğer leylek türlerinde olduğu gibi uzun ve geniş kanatlar bu kuşların gökte süzülmesine olanak sağlar. Düzenli ve yavaş şekilde kanat çırparlar. Boynu ileri doğru uzanmış ve ayakları kısa kuyruğunun da ötesinde arkaya doğru uzanmış olarak uçarlar. Yavaş ve düzenli adımlarla, boynu yukarı doğru uzanmış olarak yürürler. Dinlenirken ise başını omuzlarının arasına eğerler. Tüy değiştirmeleri çok yakından araştırılmadıysa da tüm yıl boyunca tüy değiştirirler ve birincil uçuş tüyleri üreme döneminde değişir.

Leyleklerin göç yolları:
Boynu ileri doğru uzanmış ve ayakları kısa kuyruğunun da ötesinde arkaya doğru uzanmış olarak uçarlar.
Leylekler Avrupa'da bulunan üreme alanlarından ağustos ve eylül aylarında güneye, Afrika'ya doğru göç ederler. Afrika'da kışları Kenya ve Uganda'dan Güney Afrika'ya kadar olan bölgede savanlarda geçirirler. Bu bölgelerde sayıları bini aşan kuş türleri sürüler hâlinde toplanırlar. Bazı kuşlar batıya doğru giderek Sudan'ın batısına, Çad'a ve Nijerya'ya kadar ulaşabilirler. Baharda kuzeye geri dönerler; Sudan ve Mısır'da şubat ile nisan aylarında geri döndükleri kaydedilmiştir. Avrupa'ya ortalama 49 günlük bir yolculuk sonrasında mart ayı sonunda ve nisan ayında ulaşırlar. Karşılaştırıldığında sonbahar yolculuklarının yaklaşık 26 günde tamamlandığı görülür. Arkadan gelen rüzgâr ve yol üzerinde besin maddelerinin azlığı (kuşlar av bulamadıkları bölgelerin üstünden daha hızlı uçar) kuşların ortalama uçuş hızını artırır.

Orta Avrupa'dan göçen leylekler, Akdeniz üzerinden uzun deniz geçişinden kaçınmak için ya Türkiye'de Boğaziçi'nden geçen ve Levant üzerinden Sahra Çölünü geçip Nil Nehrini takip eden doğu göç yolunu ya da Cebelitarık Boğazı üzerinden geçen batı göç yolunu kullanırlar. Bu göç yolları hava termallerinin kullanılmasını mümkün kılarak daha az enerji harcamalarını sağlar. Yıllık 530.000 leylek tarafından kullanılan doğu göç yolu batı göç yolundan daha önemlidir ve bu yolu kullanan bayağı arı şahininden sonra leylekler en kalabalık ikinci türdür. Göç eden yırtıcı kuşlar, leylekler ve ak pelikan sürüleri 200 km uzunluğa erişebilmektedir. Doğu yolu batı yolundan iki kat daha uzun olmasına rağmen leylekler kışlaklarına her iki yoldan da aynı sürede varabilmektedir.

Genç leylekler güneye doğru olan ilk yolculuklarına kalıtımla intikal eden rotada başlarlar ancak hava koşulları nedeniyle bu rotadan çıkarlarsa bu değişikliği telafi edemeyip yeni kışlaklara varmaktadırlar. Erişkin leylekler güçlü rüzgârlara karşın rotalarını koruyabilmekte ve bölgeleri tanıdıkları için de normal kışlaklarına ulaşabilmektedir. Aynı nedenlerden ötürü baharda geri göç eden tüm kuşlar, kışlaklarını şaşırmış olanlar dahi her zaman yaşadıkları üreme bölgelerine geri dönebilmektedir.

Kaliningrad'da yetiştirilen leyleklerde yapılan deneylerde, genç leyleklere gidecekleri yolu onlara gösterebilecek doğada büyümüş leylekler olmadan, bu leyleklerin içgüdüsel olarak güneye doğru uçtukları gözlemlenmiştir.

Kaynak

2 yorum:

  1. Ben gülüşüne öldüm,
    o ölüşüme güldü.
    Farklıydık işte..

    Özdemir ASAF

    YanıtlaSil
  2. Öyle bir tutkuluydun ki hayata başlarken…
    Şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni…
    Aradaki o büyük boşluğun adı, Aşk olsa gerek.

    Cezmi Ersöz

    YanıtlaSil

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.