7 Ocak 2013 Pazartesi

Koroner Kalp Hastalıkları

Koroner kalp hastalıkları insanlarda ölüme sebep olan hastalıkların başında gelmektedir. Dünya genelinde yılda yaklaşık 17 milyon 500 insan koroner kalp hastalıklarından dolayı hayatını kaybetmektedir.
Ekonomik refahı yüksek olan ülkelerin çoğunda(Japonya hariç) bu hastalık, sağlık sektörünün iyi finanse edilmesine, sağlık alanındaki teknik ve teknolojinin gelişmiş olmasına, insanların gerek teşhis gerekse tedavi metotlarından ileri derecede yararlanmasına rağmen, hala ciddiyetini korumakta, geçen yıllara rağmen istenilen hedefe ulaşılamamaktadır.

Bu hastalığın; ekonomik durumu iyi olan, sağlık bilgi ve bilinci iyi yerleşmiş toplumlarda da ciddi bir tehlike oluşturması dikkat çekici olup, hastalığın toplumun gelir düzeyi referans alındığında, bütün katmanlarını hemen hemen eşit derecede yakalaması dikkate sayan, toplumun geleceğini azami derecede tehlike altına alan bir sorun olarak karşımızdadır.

Her organın damarlar kanalıyla kan ile beslendiği gibi, kani vücudumuza pompalayan kalbimiz de, kendine has damar yapısı ile kanlanmakta, beslenmektedir."koroner damarlar" diye adlandırdığımız bu atar damarlar Aort damarının sağ ve sol tarafından iki ana damar dalı olarak çıkarlar ve kalbin yüzeysel bölümüne, kalbimizin sağ tarafını ve arka duvarını ( sağ koroner damar) ve sol tarafı ve ön duvarını( sol koroner damar) besleyen, kanlandıran damar ağı olarak yayılırlar.

"Atar damar sertleşmesi" veya "kireçlenmesi" vücudumuzun bütün damarlarını tutacağı gibi,kalbimizi besleyen koroner damarları da tutabilir: Bu tutulma sonucu damarların içerden dışarıya doğru seyreden "kireçlenme" "sertleşme" vakası, damarların önce elastikiyetini sonra da damarın çapında daralmalara hatta tamamen tıkanmalara sebep olacak, dolayısı ile kan akımını normal miktardan daha az seviyelere (daralmalarda) hatta tamamen durduracaktır. (tıkanmalarda) Bütün bunlar, kalbin normal beslenmesine engel olacak, kalp doğru zamanda, doğru miktarda kanlanamayacaktır. Bu manzara ve bulguya sahip insanlar, koroner kalp hastaları olup, potansiyel "kalp krizi veya miyokard ( kalp kası) enfarktüsü" adaylarıdır.

Hastalığın sebebi günümüzde kesin olarak bilinmemektedir.Fakat bazı risk faktörlerinin mevcudiyeti, bu risk faktörlerine sahip olmayan insanlara oranla koroner kalp hastalığına yakalanma riski % 70 daha fazladır.

Risk faktörleri nelerdir:
-Genetik, yani irsi geçiş: Anne-baba veya 1.derecede akrabalarda 50 yaşının altında kalp krizi vakası mevcut ise, ondan sonra gelenlerde risk altındadır.
-Sigara
-Yüksek kan basıncı (yüksek tansiyon)
-Yanlış beslenme
-Yüksek kolesterol (200 mg/dl den yukarı)
-Yüksek kan yağları(trigliseritler)
-Fazla kilolar(obezite)
-Hareketsizlik, güncel hayatta sporun olmayışı.

Hastaların yaklaşık % 80’ninde tipik belirtiler mevcuttur: bu belirtiler hastadan hastaya değişiklik gösterse de, aynı ciddiyette değerlendirilmelidir.
-Göğüste yanma,ağırlık hissi
-Göğüste ağrı; ve bu ağrıların genelde sol kola, çeneye, sırta ve karnın üst bölgesine(mide ağrısını taklit eder şekilde) yayılması
-Nefes darlığı; bilhassa efor sarf edildiğinde, örneğin merdiven çıkıldığında veya spor yapıldığında.
Bütün bu belirtiler eğer sükun bir durumda yani örneğin oturduğunuz yerde oluyorsa, durumun daha ciddi olduğunu gösteren bir manzara ile karşı karşıya olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Her halükarda, bu şikayet tiplemeleri ile hekime başvuran kişilerin, korener kalp hastalığa muzdarip olduğu şüphesi ile kesin teşhis metotları uygulanmalıdır.

Bunlar;
-Klinik bulgular(hastanın şikayetleri)
-EKG
-Kan tahlilleri
-Ekokardiyografi
-Koroner anjiyografi (kesin teşhis konulur)Tedavi
Eğer tedaviyi gerektirecek derecede bir teşhis ve ilerleme söz konusu ise ilgili uzmanların nezaretinde, muhafazakar veya cerrahi tedaviye geçilir.

Dr. Metin Çakır
Kalp ve Göğüs Cerrahisi Uzmanı

2 yorum:

  1. Sevgi ise sevişeceğiz seninle,
    Kavga ise dövüşeceğiz seninle,
    Ölümü de paylaştığımız yaşamda,
    Ortaklaşa bölüşeceğiz seninle.

    ÖZDEMIR ASAF

    YanıtlaSil
  2. Çok faydalı konular okuyorsun, seni takdir ediyorum.
    Hastalandıktan sonra değil, bütün mesele hastalığa yakalanmadan önlemi almak.
    Selam ve Sevgiler.

    YanıtlaSil

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.