14 Haziran 2011 Salı

Aşk Kalemi

Sandıkların içi neden boş, niçin anılarımız yok?
İğne oyalı ipek mendil, gümüş arkası işli ayna
Gül yapraklı mektuplar, senli sensiz yazdığım şiirler

Geçmişe ait tüm izleri silmişsin
Bir tek bendeki seni silemedin.

İçimde bir Kızıldeniz,
Bir yanım sana akar diğer yanım kaçar
Söz geçmiyor ki yüreğime
Bu sevda sana göre değil peşine düşme diyorum.
Bakma aynalara gözlerinden onu sil
Aşkın secdesine varma diyorum.

Mektupları yak diyorum
Çürümüş insan yüreğinden düşen
Aşk sözcükleri, sevda kelimeleri bunlar
Ağlama arkamdan silme gözlerini
Sen git
Ganj nehrine
Savur ipek mendildeki
Bir tutam seni…

Kızıyorum nicedir kendime
Anma onun adını diye
Şarkıları sustur, hatırlatamasın hüzzam.
Yağmasın yağmurlar
Kimse elele tutuşup gezmesin.
Kızıyorum dedim ya nicedir
Artık susturuyorum yüreğimin çığlığını
Huzura koşuyorum yalınayak ve tek.

Sana yazan eller kırılsın
Yok olsun şiirler, dinlediğim şarkılar
Kahrın ızdırabım
Aşk şarabın zehir oldu.
Gördüğüm görüntüler neydi duyduğum sesler neydi
İnsanlığın insan olma düşü müydü?
Şiirler kabristanında

Şimdi bomboş yüreğim
Kurumuş bir yaprak gibi dalımdan düşmekteyim
Esip geçtin benden
Adın da kalmadı dilimde,
Zikirsizim
Sensizim.

13 Haziran 2011

Paraf & Efsane Etrafoğulları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.