Şemsi Belli’nin ilk şiiri 1939 yılında Maceralar Dünyası dergisinde, daha sonra da 1943 yılında Orhan Seyfi Orhon’un çıkardığı Çınaraltı dergisinde yayımlanmış.
Halk şiiri geleneği etkisinde ilk ürünlerini veren şair daha sonra kendi çizgisini bulmuş, serbest şiire yönelmiş. Garip şiir akımının etkisi bu dönem şiirlerinde görülüyor. Düzyazı şiirleri (mensur şiir) de yazan Şemsi Belli bu alanda yetkin şairlerimizden biridir ve Ümit Yaşar Oğuzcan’la birlikte çağdaşlarından bu tarz şiirleriyle ayrılır. Şahsi olarak da beğeni ile okuduğum değerli üstadın eserlerinde açık ve anlaşılır dili belki de sevinmesinin başında gelen sebeplerinden biridir.
Siyasal taşlamaları da olan Şemsi Belli, 1968’den sonra toplumcu gerçekçi akım içerisinde değerlendirilebilecek biçimde, ancak onlardan farklı olarak, yerel ağız özellikleri gösteren kırsal şiire yönelmiş. Bu dönemin en ünlü şiiri Anayasso’dur. 1968 yılında yayımlanan bu şiir ile ülkenin doğusunda mahrumiyet içinde yaşayan insanları gündeme getirerek büyük ilgi uyandırdığı da bir gerçektir. Şiirleri İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Arapça ve Azeri Türkçesine çevrilmiş.
Yusuf Ziya Ortaç’ın çıkardığı Akbaba ve Pardon, Papağan gibi mizah dergilerinde de değişik takma adlarla mizah yazıları da yazmış. Bestesini Muzaffer İlkar’ın yaptığı Bir Yangının Külü adlı unutulmaz şarkının söz yazarıdır. Tiyatro, gezi yazısı, anı, araştırma-inceleme alanlarında da ürünler vermiştir.
Kendisini ve ardında bıraktığı eserlerini anlamak için birkaç şiirini okumak bile yetiyor. Şemsi Belli’yi saygı ile anıyoruz.
Aramayın beni başka yerlerde,
Küllenmiş mangalda yatan kor benim,
Pırlantadan taşan renk benim değil,
Heybedeki yeşil benim, mor benim.
Akşam ateşiyim çadır önünde,
Bir kuru sırımım çarık gönünde,
Doğu kızlarının saç püskülünde,
Boncuk benim, ışık benim, nur benim.
Benim değirmenin önündeki yük,
Benim şu kıraçlar, şu koca höyük,
Zerreden ufağım, dağlardan büyük,
Acı soğandaki ince zar benim.
Fukara çobanın işliğindeyim,
Çocukların bayram harçlığındayım,
Gelinlik kızların başlığındayım,
Rüzgâr benim, yağmur benim, kar benim.
Arpa ekmeğiyim esmer ve katı,
Kahve koydukları bir eski kutu,
Ben çakırdikeni, ben ayrık otu,
Kurda kuşa, dağa taşa yar benim.
Ne yapsanız, ne etseniz nâfile,
Sinmişim kavala, mızraba, tele,
Emrah'ta coşkuyum, Yunus'ta çile,
Müşkül benim, çetin benim, zor benim.
Ben postta çökelek, pekmezde şıra,
Ben gazı tükenmiş isli bir çıra,
Bahçeye, bostana, taşa, bayıra,
Yorgun alınlardan düşen ter benim.
Aramayın beni başka yerlerde,
Haritada görünmeyen yer benim.
Pırlantadan taşan renk benim değil,
Kilimdeki sarı benim, mor benim.
Şemsi Belli
( 1929 – 1995 )
Fırat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.