Kültür erozyonu yaşıyoruz. Ne tam kendimiz olabiliyoruz ne de olmaya çalıştığımız topluma uyumluyuz. Yıllarca bizlere empoze edilen toplum yargılarının meyvelerini bugün topluyorlar.
Biz ise ne ağaç ne meyveyiz. Ne olduğumuzu biz bile karıştırmış durumdayız. Toplum olarak değer yargılarımızı bile sündürdüler. Suçluyoruz ama kimi? Bizi bu hale getirenler mi yoksa bu duruma teslim olan bizler miyiz?
Biz ise ne ağaç ne meyveyiz. Ne olduğumuzu biz bile karıştırmış durumdayız. Toplum olarak değer yargılarımızı bile sündürdüler. Suçluyoruz ama kimi? Bizi bu hale getirenler mi yoksa bu duruma teslim olan bizler miyiz?
Gerçek kimliğimizi bile unutacak hale geldik. Değer yargılarımızın tek tek asılmasına seyirci kaldık. Televizyon izlemeyi hayatımızın merkezine yerleştirdik. Bıraktık ki onlar bize istediklerini film ve diziler ile işleyebilsinler. Şimdi ahlar, vahlar neye yarar. Gözü tamamen kapalı bir toplum olduk. boşanmalar, ayrılıklar, yıkılan yuvaların sayısı, bunalımlar, krizler, işsizlik diğer yandan üstüne de intihar olayları. Kaçınılmaz bir sona koşarak gidiyoruz. Ne zaman gözümüzü açacağız?
Bir toplumun en önemli temel taşı olan aile kavramı bile yitip gitmeye mahkum edildi. Evlilik kurumu yıpratıldı. Aile için özgürlük safsataları ile özgür yaşamayı marifet sayan kokuşmuş bir toplum olduk. Tecavüz oranları, kapkaçlar ve cinayetler derken artık sokağa çıkmaya korkar olduk. Dünyamızı kirletmek isteyenlere yol verdik. Önlerini açtık ve şimdi ceremesini bizler ödeyeceğiz. Bakirelik yaşı 12-13 civarına kadar düştü. Zina olaylarına artık o kadar alıştık ki sıradanmış gibi doğal karşılar olduk.
Biz böyle miydik, şimdi ne olduk?
Optimum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.