5 Kasım 2012 Pazartesi

Özgür Yaşama Kavgası

Ya diz çökecek
Direteceksin köle kalmakta
Ya da direnecek
Onurunla öleceksin ayakta…

05 Kasım 2012

Muzaffer Aytekin
Mirhani

6 yorum:

  1. Umut, uyanık adamın rüyasıdır.

    Aristo

    YanıtlaSil
  2. Eğreti tebessümlere inat
    Ölüme bile öyle gülümse ki
    Sen gidince
    Geride kalanlara
    Ağlamak için hiç bir sebep kalmasın.

    Oktay CURA

    YanıtlaSil
  3. VAY KURBAN
    Dağlarının, dağlarının ardı,
    Nazlıdır.
    Uçurum kıyısında incecik bir yol
    Gider dolana - dolana,
    Bir hastan vardır, umutsuz,
    Belki Ayşe, belki Elif
    Endamı kuytuda başak,
    Memesinin, memesinin altında,
    Bir sancı,
    Bir hayın bıçak...

    Ölüm bu,
    Fıkara ölümü
    Geldim, geliyorum demez.
    Ya bir kuşluk vakti, ya akşam üstü,
    Ya da seher, mahmurlukta,
    Bakarsın, olmuş olacak.
    Bir hastan vardı umutsuz,
    Hasreti uykularda,
    Hasreti soğuk sularda.
    Gayrı, iki korku çiçeğidir gözleri,
    İki mavi, kocaman korku çiçeği,
    Açar, derin kuyularda...

    Dağlarının, dağlarının ardı korkunçtur.
    Hiç akıl edip de düşünen var mı?
    Gün kimin hesabına tutar akşamı,
    Rahmetinden kim demlenir bulutun,
    Hayırlı evlat makina
    Nasıl canavar kesilir.
    Kurdun, karıncanın rızkını veren
    Toprak nasıl ayartılır,
    Yüz vermez topal öküze,
    Ve almaz koynuna kara sabanı.

    Sepetçioğlu'm kömür işçisidir,
    Mavzer değil, kürek tutar Urfalı Nazif
    Mal, haraç - mezattır,
    Can, pazar - pazar.
    Kırmızı, ak ve esmer,
    Yumuşak ve sert buğdaları
    Yaratan ellerin sahibidir bu,
    Kör boğaz, nafaka uğruna,
    Haldan düşmüş, tebdil gezer...

    Dağlarının, dağlarının ardı
    Nasıl anlatsam...
    Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz.
    Çırılçıplak,
    Vay kurban...
    "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda."
    Yiğitlik, sen cehennem olsan bile
    Fedayı kabul etmektir,
    Cennet yapabilmek için seni,
    Yoksul ve namuslu halka.
    Bu'dur ol hikayet,
    Ol kara sevda.

    Seni sevmek,
    Felsefedir kusursuz.
    İmandır, korkunç sabırlı.
    İp'in, kurşun'un rağmına,
    Yürür pervasız ve güzel.
    Sıradağları devirir,
    Akan suları çevirir,
    Alır yetimin hakkını,
    Buyurur, kitabınca...

    Gün ola, devran döne, umut yetişe,
    Dağlarının, dağlarının ardında,
    Değil öyle yoksulluklar, hasretler,
    Bir tek başak tanesi bile dargın kalmayacaktır,
    Bir tek zeytin dalı bile yalnız...
    Sıkıysa yağmasın yağmur,
    Sıkıysa uyanmasın dağ.
    Bu yürek, ne güne vurur...
    Kaçar damarlarından karanlık,
    Kaçar, bir daha dönemez,
    Sunar koynunda yatandan,
    Hem de mutlulukla sunar
    Beynimizin ışığında yeraltı.

    Her mevsim daha genç, daha verimli,
    Sunar, pırıl - pırıl, sebil,
    Ömrünün en güzel aşk hasadını,
    Elimizin hünerinde yeryüzü.
    Dolu sofra, gülen anne, gülen çocuklar,
    Bir'e on, bir'e yüz'le akşama gebe
    Şafakla doğan işgücü.
    Yalanım yok, sözüm erkek sözüdür,
    Ol kitapta böyle yazılıdır,
    Ol sevda, böyledir çünkü...

    Ahmed ARİF

    YanıtlaSil

  4. 'Başlangıcımızdan beri insanlar savaşlar yaptı, birbirlerini öldürdüler. Savaş üstüne savaş ve binlerce insanı öldürmek varoluşsal kalıbımız oldu. İnsanlık acı çekti ve biz de hala insanlığa son derece büyük acıları getirmiş olan savaş yolunun peşinden gidiyoruz. Bir de kendi kişisel acılarımız vardır. Acı, ister sizin ister benim olsun aynıdır. Ben kendi acımla özdeşleşmeyi severim, siz de kendi acınızla özdeşleşmeyi seversiniz. Ne var ki sizin acınızla benim acım aynıdır. Acının konuları çeşitlilik gösterebilir, fakat acı, acıdır. Dolayısıyla da kişisel değildir. Bunun hakikatini görmek zordur. Ben acı çekiyorsam ve siz de acı çekiyorsanız, sebepleri başkadır ve ikimiz de kendi acımızla özdeşleşiriz. Kendimizi böler, sonra da bunu bastırmak, bunun adına bahaneler bulmak adına yollar, vesileler ararız.

    Fakat eğer bu acının tüm insanlığın acısı olduğunu ve bizim de insanlığın geri kalanı olduğumuzu, çünkü bizim de onlar gibi korkularımızın, acımızın, hazlarımızın ve endişelerimizin olduğunu fark edersek, acının benim acım olmadığını fark edersem, bu çok ufak bir mesele halini alır. Biz insanlığın tümüyüz ve bir acı olduğunda bu acı tüm insanlığın acısıdır. O zaman bu soruna dair bambaşka bir yaklaşımınız olur. Eğer ‘benim acım’ ise, şöyle dua ederim: ‘Tanrım lütfen bunun üstesinden gelmeme, bunu anlamama yardım et.’ Durum tamamıyla kişisel, değersiz ufak bir mesele halini alır. Acı çekmiş olan tüm insanlığın geri kalanı olduğunda ise bu acı çekme kişinin son derece dikkatle bakması gereken olağanüstü bir şey haline gelir. Eğer bir insan acı çekmenin doğasını anlar ve onun ötesine geçerse, o zaman insanlığın tüm geri kalanına yardım eder.''

    Krishnamurti

    YanıtlaSil
  5. ‎Acı olan mutlu olmamak değil,
    mutlu olabilecekken olamamaktır.

    A. Joseph Cronin

    YanıtlaSil
  6. Tebrikler,paylaşımınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.