25 Kasım 2012 Pazar

Dostoyevski Kitap Sözleri

Birini ararsınız düşünürsünüz derin derin. Cevap bulmaya zorlarsınız kafanızı. Ve bir anda her şeyi anlarsınız. Ama o an hemen geçer; belki de ertesi gün gene aynı dalgın bakışlı, solgun yüzlü, hareketlerdeki aynı ürkeklik, bezginlikle, hatta bir anlık taşkınlığından dolayı duyduğu pişmanlıkla, aynı tasayla, aynı hüzünle karşılaşırsınız.
Bu bir anda gelip geçen güzelliğin neden böyle kısa ömürlü olduğunu ve artık bir daha dönmeyeceğini içiniz burkularak düşünür, sevmeye bile vakit bulamadığınız bu aldatıcı, bir işe yaramaz güzelliğe ta derinden kırılırsınız.

Dostoyevski - Beyaz Geceler
Tanrı düşüncesi o derece kutsal, o derece insanı duygulandıran, o derece derin ve insana onur kazandıran bir düşüncedir, işte! Bana gelince, ben çoktandır; ,İnsan mı Tanrı’yı yarattı, yoksa Tanrı mı insanı?, diye düşünmekten vazgeçtim.

Dostoyevski - Karamazov Kardeşler
İnsan mutsuzdur, çünkü mutlu olduğunu bilmemektedir. İşte mutsuzluğun sebebi bu. Eğer bunu bir bilecek olsa hemen o anda mutlu olacaktır. Her şey iyi… Bunun böyle olduğunu birdenbire anlayıverdim.

(Stavrogin soruyor) Eğer bir kimse açlıktan ölürse, eğer birisi küçük bir kızı döver söver, kızın ırzına geçerse bu da mı iyi?

Evet! Eğer küçük kızı kirletenin beynini bir kurşunla dağıtırlarsa o da iyidir. Eğer böyle yapmazlarsa o da iyidir. Her şeyin iyi olduğunu bilen kimse için her şey iyi olacaktır. Ancak onlar için iyi olduğunu bilmezlerse o zaman onlar için kötüdür. İşte bütün sorun burada… Kötü insanlar vardır çünkü onlar iyi olduklarını bilmiyorlar. İyi olduklarını öğrendikleri zaman küçük kızları dövüp sövüp ırzlarına geçmeyeceklerdir. İyi olduklarını öğrendikleri zaman hepsi de iyi olacaklardır.,

Ecinniler, Dostoyevski

‘Niçin iyilik üstüne, güzel ve yüce şeyler üstüne anlayışım derinleştikçe, batağa daha çok saplanıyorum, boğulmama ramak kalıyor?

Fyodor Dostoyevski
Şimdi bir an için insanların aptal olmadığını farz edelim.

Dostoyevski, Yeraltından Notlar

/… gene unutmayalım ki hayat hayattır, karekökü almak değil.

Dostoyevski, Yeraltından Notlar

He had a high opinion of his own insight, a weakness excusable in him as he was fifty, an age in which a clever man of the world of established position can hardly help taking himself rather seriously.

Dostoyevski, speaking of Miusov, The Brothers Karamozov.

Mutsuzluk bulaşıcı bir hastalıktır. Mutsuzlar, zavallılar, daha mutsuz zavallı olmamak için birbirlerinden uzak durmalıdırlar.

Dostoyevski - İnsancıklar
Günah işlemeye önce şakalarla, oynaşmalarla; aşk oyunlarıyla başladılar… Adeta hızla yayılan atom molekülleri gibi günah kalplerinin, benliklerinin derinliklerine kadar işledi. Yalan, şehveti; şehvet, kıskançlığı; kıskançlık ise, kötülüğü tetikledi… Ve ilk kan döküldü. Kan, beraberinde korkuyu getirdi. Dağılmaya ve kutuplaşmaya başladılar. Kutuplaşma, karşılıklı itirafları ve suçlamaları doğurdu. Utanma duygusunu tattılar, utanmayı iffet sandılar. Şanı ve şöhreti keşfettiler. Her toplum kendine, onu bir diğerinden üstün kılan ve onu diğerlerinden ayrıştıran simgeler buldu. Doğaya ve canlılara saldırdılar. Hayvanlar onları terk ettiler, uzaklara kaçıp dağlara, ormanların derinliklerine saklandılar. Birbirleriyle ve de doğayla düşman oldular. Kah ayrılmak için, kah birleşmek için; onun için, bunun için birbirleriyle kıyasıya dövüştüler. Savaştıkça birbirlerinden daha çok koptular. Dilleri, töreleri başkalaştı; birbirlerini anlamaz oldular. Kederi öğrendiler, fakat kederlenmeyi ve acı çekmeyi lütuf saydılar… Hakikate ulaşmanın ancak ve ancak acı çekmekle mümkün olabileceğini düşündüler. Önce hastalığı, ardından tedavisini buldular. Önce düşmanlığı yarattılar, ardından kardeşliğin ve insani değerlerin iyi birer savunucusu oldular. Suç, beraberinde adaleti ve yasaları getirdi; adalet ise, giyotini…

Dostoyevski - Tuhaf Bir Adamın Rüyası

Tanrının bana baş edemeyeceğim bir şey vermeyeceğini biliyorum. Sadece keşke bana bu kadar güvenmeseydi diyorum.

Dostoyevski - Suç ve Ceza
İnsanların basitliği, günlük yaşamlarının değişmeyen yalınlığında gizlidir. Bunlar basitliklerinin, sıradan oluşlarının çemberini kırmak için bazen bütün güçlerini kullanırlar, ama sonunda gene sıradan birer insan olarak kalmaktan öteye gidemezler.

Dostoyevski –Budala

İyi yürekli akılsız bir aptal, kötü yürekli akıllı aptallar kadar mutsuzdur. Bilinen bir gerçek bu... İşte ben iyi yürekli, akılsız aptalın biriyim. Sen de zeki, kötü yürekli bir aptalsın. İkimiz de mutsuzuz, ikimiz de acı çekiyoruz.

Dostoyevski - Budala

Gelgeç gönüllü, tutarsız bir yaratık olan insanoğlu, belki de satranç oyuncuları gibi hedefi değil, hedefe giden yolu sever. Kim bilir, belki insanın yöneldiği tek hedef, hedefini elde etmek için harcadığı daimi ve sürekli çabadır; başka bir deyişle yaşamın kendisidir. Evet, insanın tek yaptığı şey; iki kere iki dördün peşine düşmek, okyanusları aşmak, bu uğurda seve seve yaşamını vermektir. Ama öbür yandan da aradığını bulacağına dair duyduğu korkudan dolayı ödü patlar. Çünkü bulursa başka bir şeyi kalmayacağını hissetmektedir. Onun için hedefe her varışta bir tedirginlik hissederiz. İnsanoğlu amacına doğru ilerlemeyi sever, fakat amacını elde etmeyi değil.

Dostoyevski - Yeraltından Notlar

İnsanın yaratmayı, yol açmayı sevdiği su götürmez bir gerçektir. Ama, sorarım size, neden bir yandan da yıkmaya, her şeyi darmadağın etmeye bayılır? Yanıtlar mısınız bu sorumu? Bu konuda birkaç sözüm daha var. Sakın insanoğlu hedefe ulaşmaktan, kurmakta olduğu yapıyı bitirmekten içgüdüsel bir ürküntü duyduğu için yıkmayı, bozup dağıtmayı seviyor olmasın?

Dostoyevski - Yeraltından Notlar

Zira burada yeri gelmişken hemen itiraf etmeliyim ki, benim kendisinden her zaman bir şeyler öğrendiğim tek psikolog Dostoyevski’dir. Dostoyevski, benim hayatta karşılaştığım en mutlu olaylardan biridir. Benim için Stendhal’i keşfimden bile çok daha önemli ve mutlu bir olaydır.

Putların Alacakaranlığında, Nietzsche

1 yorum:

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.