Bu kurabiyeleri ancak çok hamarat bayanlar yapmayı denesin. Hatta evde tek başına denememenizi öneriyorum. Bu muhteşem kurabiyeleri yapmak için önce Peygamber sabrına sahip olmalısınız.
Tırnaklarınızın uzun olmaması ise başka bir ayrıntı. Unla oynamak isteyenler denesin ama benim tarzım değil. Kurabiyelerin mimarı olan Nurper Sezgin ise kocaman bir alkışı hak ediyor. Ben hepinizin yerine alkışladım. Unutmadan kurabiyenin tadına da baktım. Muhteşem ötesi demek bile az kalırdı.
Görünüşü muhteşem, tadının da leziz olduğunu tahmin ediyorum.
YanıtlaSilEllerinize sağlık.
25 Eylül Bir Aşk Hikayesi
YanıtlaSilGünlerden Perşembe, mevsimlerden de sonbahar
Sahildeyim yazdan kalan son günlerin tadını çıkarıyorum.
Hayallere dalmışım, bana doğru geldiğini görünce uyandım,
Göz göze geldik, tebessümle bakışıp selamlaştık.
Şaşkındım, Yarabbim neydi bu, akıllara ziyandı gülüşü
İçimi titretti yanağındaki beni, bir de yok mu o göz süzüşü.
Bakışlarımız birbirine değdiğinde başını öne eğdi
Aklından geçenleri anladığımı sanarak, utanmıştı.
Usulca merhaba dedim, buyur ettim masama
Havadan sudan derken, kendimizden konuştuk,
Baldan tatlıydı dili ayrıca çok da güzeldi.
Duruşu öylesine masumdu ki, o kadar da çocuksu
Sanki pınarından fışkırıp akacak berrak bir su.
Az zamanda ne çok şey paylaşıp kaynaşmıştık
Vakit geldi gitmem gerek diyerek, kibarca müsaade istediğinde,
Yüreğim daraldı, nefesim kesilir gibi oldu birden.
Kısa sürede nasıl da alışmıştım varlığına,
Hiç bırakmak istemiyordum ki.
Onun da ayrılmak istemediği her halinden belliydi,
Doyamamıştım, gitme dedim biraz daha kal benimle.
Peki dedi, muhabbeti koyulaştırdık yılların özlemiyle,
Geçmesin istiyorduk zaman dursun durduğu yerde…
Köprüler kurulmuştu gönül bahçemizde, bu ilk gecede
Biraz buruk olsa da kalkmak zorundaydık.
Sıkıca sarıldım birden bilemedim niye, şaşırdı, baktı öylece
Buluşmak için sözleşip, ayrılmayı istemeden vedalaştık.
Bir hafta sonra tekrar buluşup, biraz daha kaynaştık
Gönül hanemizdeki her şeyi sorgusuzca paylaştık.
Dinlediğimiz şarkıların nağmelerinde kendimizden geçtik
Çay misali dudaklarımızda akşamı demleyip yudum yudum içtik.
Mehtaplı gecede yakamozlar eşliğinde seviştik delice
Kalbim fırlayacak gibi olurdu bakarken o gül yüzüne
Hiç güneş değsin istemiyorduk üstümüze
Sabah olmasın, bitmesin bu muhteşem gece…
Güneş doğmuş aydınlanmıştı yer gök, kalakaldık
Uzunca bir süre hiç konuşmadan bakışıp durduk.
Düşünce deryasında aynı duyguları paylaştık
Anladık ki, biz birbirimiz için yaratılmıştık.
Her gün yeni bir hevesle buluşmaya başladık
Soluksuz kalıyorduk görmeyince, öylesine alışmıştık.
Hayatımızın geri kalanında tek ruh yaşamayı seçtik
Ve umutlar doldurduk heybemize, hayalimizi gerçeğe taşıdık.
Şimdi birlikte aşkla yükseliyoruz arş-ı semaya
Gökkuşağından taç yapıyorum altın sarısı saçlarına
Gökyüzünden kopardığım bulutları seriyorum yollarına
Mutluluklar getirdi bana, dilşadım gönül sarayımda.
Yarimin kirpikleri yay, kaşları kemandır bana
Aşk badesini sunar, içerim elinden kana kana
Zemheri yüreğimi ısıtır sevgiyle avuçlarında
Her daim aşkı tattırır kalesinin burçlarında.
Bak şimdi senin için bıkmadan şiirler yazıyorum saatlerce
Mısraları şaşırıyorum, tutturamıyorum kafiyeleri hecelerde
Sevdan sönmeyen bir ateştir, tutuşturur beni gecelerde
Anlatamıyorum seni kelimelerimde, sığmıyorsun ki cümlelere…
16 Temmuz 2012
Muzaffer Aytekin
Mirhani
Hayatımın kadınına ithaftır.
Bu şiirimi eşime yazmıştım, kurabiye tadındaydı. Şimdi de sizlere armağan ediyorum. Kurabiye yapmaya başlamadan önce elleriniz şiire bulaşsın dileğimle...